English to Chinese
我要走了 🇨🇳 | 🇹🇷 Gitmeliyim | ⏯ |
好吧,我要走了 🇨🇳 | 🇹🇷 Tamam, gidiyorum | ⏯ |
我走了我会说 🇨🇳 | 🇹🇷 Gittiğimde söylerim | ⏯ |
他太累了 别叫醒他 🇨🇳 | 🇹🇷 Çok yorgun | ⏯ |
加拿大 🇨🇳 | 🇹🇷 Kanada | ⏯ |
我早就拒绝了他们 🇨🇳 | 🇹🇷 Onları uzun zamandır geri çevirdim | ⏯ |
他们已经出来了吗 🇨🇳 | 🇹🇷 Daha çıkmadılar mı | ⏯ |
他回到了他的家乡,我回到了我的家乡,所以我们分开了 🇨🇳 | 🇹🇷 O memleketine döndü, ben de memleketime geri döndüm, biz de ayrıldık | ⏯ |
那我走吧 🇨🇳 | 🇹🇷 O zaman ben giderim | ⏯ |
这个价格我与他说了,他说没有钱赚 🇨🇳 | 🇹🇷 onunla konuştuğum bu fiyat o kazanmak için para yok dedi | ⏯ |
今天他没有去做礼拜,但是他儿子去了 🇨🇳 | 🇹🇷 Bugün kiliseye gitmedi ama oğlu gitti | ⏯ |
他说不能再夹坏钻杆了 🇨🇳 | 🇹🇷 Artık matkap borusunu kesemeyeceğini söyledi | ⏯ |
可能他有很多为难吧,我就不想强求他了 🇨🇳 | 🇹🇷 Belki bir sürü sorunu vardır, onu zorlamak istemiyorum | ⏯ |
你去给我拿样品 🇨🇳 | 🇹🇷 Gidip bana bir örnek getir | ⏯ |
来一杯香草拿铁 🇨🇳 | 🇹🇷 Bir bardak vanilyalı latte al | ⏯ |
他也 🇨🇳 | 🇹🇷 O da | ⏯ |
一杯中杯的香草拿铁 🇨🇳 | 🇹🇷 Bir fincan vanilyalı latte | ⏯ |
很抱歉,我刚刚没拿手机 🇨🇳 | 🇹🇷 Üzgünüm, sadece cep telefonumu alamadım | ⏯ |
是拿着药去你们那边吗 🇨🇳 | 🇹🇷 İlacı kendi tarafına mı aldın | ⏯ |
他的孙子 🇨🇳 | 🇹🇷 Torunu | ⏯ |