Chinese to English
我的老婆 🇨🇳 | 🇹🇷 Karım | ⏯ |
老婆 🇨🇳 | 🇹🇷 Karısı | ⏯ |
新年、放假了吗?老婆 🇨🇳 | 🇹🇷 Yeni yıl mı tatil mi? Karısı | ⏯ |
我就是想听听你的声音 🇨🇳 | 🇹🇷 Sadece sesini duymak istiyorum | ⏯ |
我听不懂 🇨🇳 | 🇹🇷 Anlamıyorum | ⏯ |
她选择听从他父母的 🇨🇳 | 🇹🇷 Ailesini dinlemeyi seçti | ⏯ |
古老 🇨🇳 | 🇹🇷 Eski | ⏯ |
我们老板说,你的价格非常便宜 🇨🇳 | 🇹🇷 Patronumuz fiyatının çok ucuz olduğunu söylüyor | ⏯ |
我老板把生意交给了我做 🇨🇳 | 🇹🇷 Patronum bana işi verdi | ⏯ |
我想要帶你去老**土耳其 🇨🇳 | 🇹🇷 Seni Eski Türkiyeye götürmek istiyorum | ⏯ |
你能听懂中国话吗 🇨🇳 | 🇹🇷 Çinceyi anlayabiliyor musun | ⏯ |
我的命 🇨🇳 | 🇹🇷 Hayatım | ⏯ |
你过来,我可以约老板与你见面 🇨🇳 | 🇹🇷 Sen gelirsen, patrondan seninle tanışmasını isteyebilirim | ⏯ |
我的月亮 🇨🇳 | 🇹🇷 Benim ay | ⏯ |
我的太阳 🇨🇳 | 🇹🇷 Güneşim | ⏯ |
我的未来 🇨🇳 | 🇹🇷 Benim geleceğim | ⏯ |
我的生命 🇨🇳 | 🇹🇷 Hayatım | ⏯ |
我的美人 🇨🇳 | 🇹🇷 Benim güzelliğim | ⏯ |
我的夫人 🇨🇳 | 🇹🇷 Karım | ⏯ |
我的天使 🇨🇳 | 🇹🇷 Meleğim | ⏯ |
I will do it again when I come to Turkey 🇬🇧 | 🇹🇷 Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ |
I learned how to cook a lot of things 🇬🇧 | 🇹🇷 Birçok şeyi pişirmeyi öğrendim | ⏯ |
I will do it again when I come to Turkey for all of you 🇬🇧 | 🇹🇷 Hepiniz için Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ |
my son 🇬🇧 | 🇹🇷 Oğlum | ⏯ |
To send 🇬🇧 | 🇹🇷 Göndermek için | ⏯ |
Yield to the side 🇬🇧 | 🇹🇷 Yan verim | ⏯ |
如果我 🇨🇳 | 🇹🇷 Eğer i | ⏯ |
I forget most of them 🇬🇧 | 🇹🇷 Çoğunu unutuyorum | ⏯ |
Yield to the side with obstacles 🇬🇧 | 🇹🇷 Engellerle yan teslim | ⏯ |
悄悄的拉着,不能训练的part no it is not my name 🇨🇳 | 🇹🇷 Sessizce çekin, parçası hiçbir fikrim değil eğitmek olamaz | ⏯ |