她是他的哎呀,不对 🇨🇳 | 🇹🇷 O onun oh, hayır | ⏯ |
哎呀,正好你们商店是最远的地方 🇨🇳 | 🇹🇷 Oops, bu senin dükkan en uzak olduğunu olur | ⏯ |
你不要跟他来往 🇨🇳 | 🇹🇷 Onunla takılmak istemezsin | ⏯ |
我给你的就是呀 🇨🇳 | 🇹🇷 Ben de sana bunu veriyorum | ⏯ |
你找他,他只会莫名其妙,不知道你要干嘛 🇨🇳 | 🇹🇷 Onu arıyorsun, sadece açıklanamaz olacak, ne yaptığını bilmiyor musun | ⏯ |
他也 🇨🇳 | 🇹🇷 O da | ⏯ |
他太累了 别叫醒他 🇨🇳 | 🇹🇷 Çok yorgun | ⏯ |
你认识新朋友的时候一定要看的,要看他的人品好不好 🇨🇳 | 🇹🇷 Yeni insanlarla tanıştığında, karakterinin iyi olup olmadığını görmek için mi görmelisin | ⏯ |
他的孙子 🇨🇳 | 🇹🇷 Torunu | ⏯ |
跟他一样 🇨🇳 | 🇹🇷 Tıpkı onun gibi | ⏯ |
他今天会等你过去找他哦 🇨🇳 | 🇹🇷 Bugün gelip onu bulmanı bekliyor olacak | ⏯ |
让他忌口,还有不让他多喝水 🇨🇳 | 🇹🇷 Ağzından kaçsın ve daha fazla su içmesine izin verme | ⏯ |
不要 🇨🇳 | 🇹🇷 № | ⏯ |
你买他的吧 🇨🇳 | 🇹🇷 Onu satın aldın, değil mi | ⏯ |
他来过你的房间,可能你不认识他 🇨🇳 | 🇹🇷 Odana gitti, belki onu tanımıyorsun | ⏯ |
我他与我沟通 🇨🇳 | 🇹🇷 Benimle iletişim kuruyorum | ⏯ |
要女人 🇨🇳 | 🇹🇷 Bir kadın istiyorum | ⏯ |
只要方 🇨🇳 | 🇹🇷 Parti olduğu sürece | ⏯ |
这个价格我与他说了,他说没有钱赚 🇨🇳 | 🇹🇷 onunla konuştuğum bu fiyat o kazanmak için para yok dedi | ⏯ |
回家,要他回家去那边治疗,因为那边吃住都方便 🇨🇳 | 🇹🇷 Eve git ve tedavi için eve gitmesini iste, çünkü orada yemek ve yaşamak uygun | ⏯ |
哎呀,正好你们商店是最远的地方 🇨🇳 | 🇹🇷 Oops, bu senin dükkan en uzak olduğunu olur | ⏯ |
To send 🇬🇧 | 🇹🇷 Göndermek için | ⏯ |
Yield to the side 🇬🇧 | 🇹🇷 Yan verim | ⏯ |
Yield to the side with obstacles 🇬🇧 | 🇹🇷 Engellerle yan teslim | ⏯ |
I learned how to cook a lot of things 🇬🇧 | 🇹🇷 Birçok şeyi pişirmeyi öğrendim | ⏯ |
I will do it again when I come to Turkey 🇬🇧 | 🇹🇷 Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ |
I will do it again when I come to Turkey for all of you 🇬🇧 | 🇹🇷 Hepiniz için Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ |