Chinese to English

How to say 你不相信对吗 in English?

You dont believe it, do you

More translations for 你不相信对吗

对不人给你介绍的朋友你都不要相信  🇨🇳🇹🇷  Seni tanıştırmayan arkadaşlara inanma
相信我们肯定会为了你好  🇨🇳🇹🇷  Eminim senin iyiliğin için orada olacağız
对不起  🇨🇳🇹🇷  Üzgünüm
不对劲  🇨🇳🇹🇷  Yanlış
有帅哥给你发信息吗  🇨🇳🇹🇷  Sana mesaj gönderen yakışıklı bir adam var mı
有时候我不是不想回复你信息  🇨🇳🇹🇷  Bazen mesajına cevap vermek istemiyorum
这么不信任我麻烦你请离开  🇨🇳🇹🇷  Bu yüzden lütfen gitmezahmetinde bana güvenme
她是他的哎呀,不对  🇨🇳🇹🇷  O onun oh, hayır
期待相见  🇨🇳🇹🇷  Birbirimizi görmek için sabırsızlanıyoruz
对象  🇨🇳🇹🇷  Nesne
对对对,我们这边是禁用的  🇨🇳🇹🇷  Doğru, bizim tarafımız devre dışı
你好吗  🇨🇳🇹🇷  Nasılsın
你是猪吗你  🇨🇳🇹🇷  Domuz musun
没看信息  🇨🇳🇹🇷  Bilgiye bakmadım
有没有帅哥给你发信息  🇨🇳🇹🇷  Sana mesaj gönderecek yakışıklı bir adam var mı
如果我不给你看阴道,你还会要我吗  🇨🇳🇹🇷  Vajinayı göstermezsem, beni yine de ister misin
这段时间信号可能会不怎么好  🇨🇳🇹🇷  Sinyal bu süre içinde çok iyi olmayabilir
你恨我吗  🇨🇳🇹🇷  Benden nefret mi ediyorsun
你要吃吗  🇨🇳🇹🇷  Yemek ister misin
你明白吗  🇨🇳🇹🇷  Anlıyor musunuz

More translations for You dont believe it, do you

about plasma do you need   🇬🇧🇹🇷  Plazma hakkında ihtiyacınız var mı
I will do it again when I come to Turkey for all of you  🇬🇧🇹🇷  Hepiniz için Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım
so your mom dont want you marry with him. old people know everything  🇬🇧🇹🇷  Annen onunla evlenmeni istemesin diye. yaşlı insanlar her şeyi biliyorum
You shouldnt be  🇬🇧🇹🇷  Olmamalısın
Are you working today  🇬🇧🇹🇷  Bugün çalışıyor musun
I will do it again when I come to Turkey  🇬🇧🇹🇷  Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım
take care yourself. health very important. if your health have problem. you can not do anything  🇬🇧🇹🇷  Kendine dikkat et. sağlık çok önemlidir. eğer sağlık sorunu varsa. Hiçbir şey yapamazsın
hope you Have wonderful business this week  🇬🇧🇹🇷  bu hafta harika bir iş var umut
Hi, Mr.Mustafa. in the exhibition you inquired about 16-160mm 4 layer PPR machine line  🇬🇧🇹🇷  Merhaba Mustafa Bey. sergide yaklaşık 16-160mm 4 katmanlı PPR makine hattı sordu
悄悄的拉着,不能训练的part no it is not my name  🇨🇳🇹🇷  Sessizce çekin, parçası hiçbir fikrim değil eğitmek olamaz