English to Chinese
红葡萄酒 🇨🇳 | 🇹🇷 Kırmızı şarap | ⏯ |
法理学 宪法 民法 知识产权法 刑法 中国法制史 🇨🇳 | 🇹🇷 Hukuk Anayasa Medeni Hukuk Fikri Mülkiyet Hukuku Ceza Hukuku Çinin Hukuk Sistemi Tarihi | ⏯ |
你好 ug | 🇹🇷 书法 | ⏯ |
没办法 🇨🇳 | 🇹🇷 Olmaz | ⏯ |
我公司比其他公司都贵 🇨🇳 | 🇹🇷 Şirketim diğer şirketlerden daha pahalı | ⏯ |
我他与我沟通 🇨🇳 | 🇹🇷 Benimle iletişim kuruyorum | ⏯ |
酒店 🇨🇳 | 🇹🇷 Hotel | ⏯ |
住酒店 🇨🇳 | 🇹🇷 Otelde kalın | ⏯ |
酒店属于经济型酒店 🇨🇳 | 🇹🇷 Otel bir ekonomi otelidir | ⏯ |
有红酒吗 🇨🇳 | 🇹🇷 Kırmızı şarabın var mı | ⏯ |
你在中国与那家店合作 🇨🇳 | 🇹🇷 Çindeki dükkanda çalışıyordun | ⏯ |
我想去酒店 🇨🇳 | 🇹🇷 Otele gitmek istiyorum | ⏯ |
你要学会辨别,辨别好与坏 🇨🇳 | 🇹🇷 İyi yle kötüyü ayırt etmeyi öğrenmelisin | ⏯ |
我与很多土耳其客户做生意 🇨🇳 | 🇹🇷 Birçok Türk müşterimle iş yapıyorum | ⏯ |
有没有有没有酒 🇨🇳 | 🇹🇷 Şarap var mı | ⏯ |
酒店大概是400元 🇨🇳 | 🇹🇷 Otel yaklaşık 400 yuan | ⏯ |
晚上我们去酒店 🇨🇳 | 🇹🇷 Akşam otele gidiyoruz | ⏯ |
他是集团公司的董事长 🇨🇳 | 🇹🇷 Grubun başkanı | ⏯ |
你过来,我可以约老板与你见面 🇨🇳 | 🇹🇷 Sen gelirsen, patrondan seninle tanışmasını isteyebilirim | ⏯ |
第二天,司机带我们去长城 🇨🇳 | 🇹🇷 Ertesi gün, şoför bizi Çin Seddine götürdü | ⏯ |