Chinese to English
她选择听从他父母的 🇨🇳 | 🇹🇷 Ailesini dinlemeyi seçti | ⏯ |
她在新疆和拉萨中间 🇨🇳 | 🇹🇷 Sincan ve Lhasanın ortasında | ⏯ |
现在在这边,她吃不了很多饭,胃酸 🇨🇳 | 🇹🇷 Burada çok fazla yemek yiyemiyor, mide asidi | ⏯ |
我跟她在一起,当了三年穆斯林 🇨🇳 | 🇹🇷 Onunla birlikteydim ve üç yıl boyunca Müslümandım | ⏯ |
他父母现在让她正在相亲,如果成功的话就结婚了吧 🇨🇳 | 🇹🇷 Ailesi onun çıkmasına izin verdi ve eğer başarırsa evlenecek, değil mi | ⏯ |
她的病在他们当地治不了,后来去的南京 🇨🇳 | 🇹🇷 Hastalığı kendi bölgelerinde tedavi edilemedi ve daha sonra Nanjinge gitti | ⏯ |
她想在她家乡工作了,我想离我爸妈近一点,所以我觉得我们不太可能了 🇨🇳 | 🇹🇷 O memleketinde çalışmak istiyor, ben de aileme daha yakın olmak istiyorum | ⏯ |
她是他的哎呀,不对 🇨🇳 | 🇹🇷 O onun oh, hayır | ⏯ |
她爸爸妈妈反对我们 🇨🇳 | 🇹🇷 Babası ve annesi bize karşı | ⏯ |
她们两个是不一样的 🇨🇳 | 🇹🇷 İkisi farklı | ⏯ |
有人在不在 🇨🇳 | 🇹🇷 Burada biri yok mu | ⏯ |
她认识的那些朋友都不好 🇨🇳 | 🇹🇷 Tanıdığı arkadaşlarının hiçbiri iyi değildi | ⏯ |
我在 🇨🇳 | 🇹🇷 Buradayım | ⏯ |
现在我正在咨询 🇨🇳 | 🇹🇷 Şimdi danışmanlık yapıyorum | ⏯ |
可我现在不在家 🇨🇳 | 🇹🇷 Ama şu anda evde değilim | ⏯ |
我在哭 🇨🇳 | 🇹🇷 Ağlıyorum | ⏯ |
你在哪 🇨🇳 | 🇹🇷 Neredesin | ⏯ |
我爸爸说她的病好了然后你的 🇨🇳 | 🇹🇷 Babam iyi olduğunu söyledi, sonra seninki | ⏯ |
在干嘛呢 🇨🇳 | 🇹🇷 Ne yapıyorsun | ⏯ |
你在好啊 🇨🇳 | 🇹🇷 İyisin | ⏯ |