上次我给你买的两个 🇨🇳 | 🇹🇷 Geçen sefer sana iki tane almıştım | ⏯ |
你给我一个价格 🇨🇳 | 🇹🇷 Bana bir fiyat ver | ⏯ |
两个男孩,一个女孩 🇨🇳 | 🇹🇷 İki erkek, bir kız | ⏯ |
那个再给你便宜一点 🇨🇳 | 🇹🇷 Bu senin için biraz daha ucuz | ⏯ |
我知道的有两个 🇨🇳 | 🇹🇷 İki tane tanıyorum | ⏯ |
你给我一个合理的价格,这个根本就不合理 🇨🇳 | 🇹🇷 Bana makul bir fiyat verirsen, bu hiç de mantıklı değil | ⏯ |
我可以借两个碗吗 🇨🇳 | 🇹🇷 İki kase ödünç alabilir miyim | ⏯ |
我可以给你兑换一个土耳其币吗?我想收藏 🇨🇳 | 🇹🇷 Sizin için bir Türk para birimi bozabilir miyim? Toplamak istiyorum | ⏯ |
我给你买的那两瓶酸奶吗 🇨🇳 | 🇹🇷 Sana şu iki şişe yoğurt mu alıyorsun | ⏯ |
过五天再给你测一个浓度 🇨🇳 | 🇹🇷 Beş gün içinde sana bir konsantrasyon daha vereceğim | ⏯ |
我帅我帅,给你给你冰激凌不给就不给 🇨🇳 | 🇹🇷 Yakışıklıyım yakışıklıyım, sana dondurma veriyorum | ⏯ |
我给不了你 🇨🇳 | 🇹🇷 Sana veremem | ⏯ |
我给你多送一点配件 🇨🇳 | 🇹🇷 Sana biraz daha aksesuar göndereceğim | ⏯ |
我给你人民币 🇨🇳 | 🇹🇷 Sana RMB vereceğim | ⏯ |
两个多月了 🇨🇳 | 🇹🇷 İki aydan fazla oldu | ⏯ |
如果好看便宜,给我买两条手链,拿过来我给你钱 🇨🇳 | 🇹🇷 Ucuz görünüyorsa, bana iki bilezik al ve getir, ben de sana para vereyim | ⏯ |
她们两个是不一样的 🇨🇳 | 🇹🇷 İkisi farklı | ⏯ |
你个傻子 🇨🇳 | 🇹🇷 Sen bir aptalsın | ⏯ |
你一个人来中国吗 🇨🇳 | 🇹🇷 Çine yalnız mı geliyorsun | ⏯ |
你去给我拿样品 🇨🇳 | 🇹🇷 Gidip bana bir örnek getir | ⏯ |
You shouldnt be 🇬🇧 | 🇹🇷 Olmamalısın | ⏯ |
one year one time. 35days. eat this one 🇬🇧 | 🇹🇷 bir yıl bir kez. 35days | ⏯ |
I will do it again when I come to Turkey for all of you 🇬🇧 | 🇹🇷 Hepiniz için Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ |
Are you working today 🇬🇧 | 🇹🇷 Bugün çalışıyor musun | ⏯ |
about plasma do you need 🇬🇧 | 🇹🇷 Plazma hakkında ihtiyacınız var mı | ⏯ |
hope you Have wonderful business this week 🇬🇧 | 🇹🇷 bu hafta harika bir iş var umut | ⏯ |
so your mom dont want you marry with him. old people know everything 🇬🇧 | 🇹🇷 Annen onunla evlenmeni istemesin diye. yaşlı insanlar her şeyi biliyorum | ⏯ |
Hi, Mr.Mustafa. in the exhibition you inquired about 16-160mm 4 layer PPR machine line 🇬🇧 | 🇹🇷 Merhaba Mustafa Bey. sergide yaklaşık 16-160mm 4 katmanlı PPR makine hattı sordu | ⏯ |
take care yourself. health very important. if your health have problem. you can not do anything 🇬🇧 | 🇹🇷 Kendine dikkat et. sağlık çok önemlidir. eğer sağlık sorunu varsa. Hiçbir şey yapamazsın | ⏯ |
I will do it again when I come to Turkey 🇬🇧 | 🇹🇷 Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ |
如果我 🇨🇳 | 🇹🇷 Eğer i | ⏯ |
I forget most of them 🇬🇧 | 🇹🇷 Çoğunu unutuyorum | ⏯ |
I learned how to cook a lot of things 🇬🇧 | 🇹🇷 Birçok şeyi pişirmeyi öğrendim | ⏯ |