English to Chinese
| so your mom dont want you marry with him. old people know everything 🇬🇧 | 🇹🇷 Annen onunla evlenmeni istemesin diye. yaşlı insanlar her şeyi biliyorum | ⏯ | 
| I will do it again when I come to Turkey for all of you 🇬🇧 | 🇹🇷 Hepiniz için Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ | 
| I will do it again when I come to Turkey 🇬🇧 | 🇹🇷 Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ | 
| about plasma do you need 🇬🇧 | 🇹🇷 Plazma hakkında ihtiyacınız var mı | ⏯ | 
| To send 🇬🇧 | 🇹🇷 Göndermek için | ⏯ | 
| Yield to the side 🇬🇧 | 🇹🇷 Yan verim | ⏯ | 
| Yield to the side with obstacles 🇬🇧 | 🇹🇷 Engellerle yan teslim | ⏯ | 
| I learned how to cook a lot of things 🇬🇧 | 🇹🇷 Birçok şeyi pişirmeyi öğrendim | ⏯ | 
| take care yourself. health very important. if your health have problem. you can not do anything 🇬🇧 | 🇹🇷 Kendine dikkat et. sağlık çok önemlidir. eğer sağlık sorunu varsa. Hiçbir şey yapamazsın | ⏯ | 
| 他告诉我什么可以做什么不可以做什么东西能吃什么不能吃 🇨🇳 | 🇹🇷 Bana ne yapabileceğini, ne yapabileceğini, ne yiyip yemeyeceğini anlattı | ⏯ | 
| 你在做什么 🇨🇳 | 🇹🇷 Ne yapıyorsun | ⏯ | 
| 需要我做什么吗 🇨🇳 | 🇹🇷 Bir şey yapmamı ister misin | ⏯ | 
| 如果你想说什么 🇨🇳 | 🇹🇷 Bir şey söylemek istersen | ⏯ | 
| 你在他们家做扣子吗 🇨🇳 | 🇹🇷 Onların evinde düğme mi yapıyorsun | ⏯ | 
| 他也 🇨🇳 | 🇹🇷 O da | ⏯ | 
| 你找他,他只会莫名其妙,不知道你要干嘛 🇨🇳 | 🇹🇷 Onu arıyorsun, sadece açıklanamaz olacak, ne yaptığını bilmiyor musun | ⏯ | 
| 今天他没有去做礼拜,但是他儿子去了 🇨🇳 | 🇹🇷 Bugün kiliseye gitmedi ama oğlu gitti | ⏯ | 
| 他太累了 别叫醒他 🇨🇳 | 🇹🇷 Çok yorgun | ⏯ | 
| 可能他有很多为难吧,我就不想强求他了 🇨🇳 | 🇹🇷 Belki bir sürü sorunu vardır, onu zorlamak istemiyorum | ⏯ | 
| 为什么 🇨🇳 | 🇹🇷 Neden | ⏯ | 
| 他的孙子 🇨🇳 | 🇹🇷 Torunu | ⏯ | 
| 跟他一样 🇨🇳 | 🇹🇷 Tıpkı onun gibi | ⏯ | 
| 他今天会等你过去找他哦 🇨🇳 | 🇹🇷 Bugün gelip onu bulmanı bekliyor olacak | ⏯ | 
| 让他忌口,还有不让他多喝水 🇨🇳 | 🇹🇷 Ağzından kaçsın ve daha fazla su içmesine izin verme | ⏯ | 
| 不要这么做 🇨🇳 | 🇹🇷 Bunu yapma | ⏯ | 
| 你叫什么 🇨🇳 | 🇹🇷 Adınız ne | ⏯ | 
| 什么东西 🇨🇳 | 🇹🇷 Nedir o | ⏯ | 
| 我是什么 🇨🇳 | 🇹🇷 Ben neyim | ⏯ | 
| 那是什么 🇨🇳 | 🇹🇷 Bu nedir | ⏯ |