Chinese to Korean
跟你在一起有哪些事情不能做 🇨🇳 | 🇹🇷 Sana ne yapılamaz ki | ⏯ |
现在所有人都没有现金 🇨🇳 | 🇹🇷 Artık kimsenin parası yok | ⏯ |
邮寄是一个很麻烦的事情 🇨🇳 | 🇹🇷 Postalama çok zahmetli bir şeydir | ⏯ |
那边有个ATM机,你可以取现金 🇨🇳 | 🇹🇷 Orada bir ATM var, nakit çekebilirsin | ⏯ |
我现在有点事儿,需要回家一趟 🇨🇳 | 🇹🇷 Şimdi yapacak bir şeyim var ve eve gitmem gerek | ⏯ |
在家里边儿没有工作 🇨🇳 | 🇹🇷 Evde iş yok | ⏯ |
先平稳他的病情 🇨🇳 | 🇹🇷 önce durumunu düzeltmiş | ⏯ |
他在家里边儿种植这种作物 🇨🇳 | 🇹🇷 Ekinleri evde yetiştiriyor | ⏯ |
尿酸有些高 🇨🇳 | 🇹🇷 Ürik asit biraz yüksek | ⏯ |
珠穆朗玛峰下面很远的地方有一个山是六千米,这里边儿有金子 🇨🇳 | 🇹🇷 Everest Dağının altı kilometre altında bir dağ var | ⏯ |
血液里的蛋白有些低,但是比上次要高一些 🇨🇳 | 🇹🇷 Kandaki protein düşük ama geçen seferkinden daha yüksek | ⏯ |
在家没有治好,然后跑到这边过来到这边治疗 🇨🇳 | 🇹🇷 Evde iyileşmedi ve tedavi için buraya koştu | ⏯ |
两边修短一点 🇨🇳 | 🇹🇷 Her iki tarafta biraz daha kısa inşa edin | ⏯ |
祝他们心想事成,诚心诚意,一切美好 🇨🇳 | 🇹🇷 Hepsine en iyi dileklerimi sunuyorum, samimiyet, hepsi iyi | ⏯ |
跟他一样 🇨🇳 | 🇹🇷 Tıpkı onun gibi | ⏯ |
比之前要好一些 🇨🇳 | 🇹🇷 Eskisinden daha iyi | ⏯ |
有人在不在 🇨🇳 | 🇹🇷 Burada biri yok mu | ⏯ |
他告诉你,你的病没事儿 🇨🇳 | 🇹🇷 Sana iyi olduğunu söyledi | ⏯ |
他是集团公司的董事长 🇨🇳 | 🇹🇷 Grubun başkanı | ⏯ |
我俩在一起,我就跟他一起吃饭,我俩分开了,现在也不在一起了 🇨🇳 | 🇹🇷 Birlikteydik, onunla yemek yerdim, ayrıldık ve şimdi birlikte değiliz | ⏯ |