I will do it again when I come to Turkey 🇬🇧 | 🇹🇷 Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ |
I will do it again when I come to Turkey for all of you 🇬🇧 | 🇹🇷 Hepiniz için Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ |
I learned how to cook a lot of things 🇬🇧 | 🇹🇷 Birçok şeyi pişirmeyi öğrendim | ⏯ |
my son 🇬🇧 | 🇹🇷 Oğlum | ⏯ |
To send 🇬🇧 | 🇹🇷 Göndermek için | ⏯ |
Yield to the side 🇬🇧 | 🇹🇷 Yan verim | ⏯ |
如果我 🇨🇳 | 🇹🇷 Eğer i | ⏯ |
I forget most of them 🇬🇧 | 🇹🇷 Çoğunu unutuyorum | ⏯ |
Yield to the side with obstacles 🇬🇧 | 🇹🇷 Engellerle yan teslim | ⏯ |
悄悄的拉着,不能训练的part no it is not my name 🇨🇳 | 🇹🇷 Sessizce çekin, parçası hiçbir fikrim değil eğitmek olamaz | ⏯ |
我不会再给你看我的身体了 🇨🇳 | 🇹🇷 Artık sana vücudumu göstermeyeceğim | ⏯ |
在中国,我们会给朋友橙子和苹果 🇨🇳 | 🇹🇷 Çinde arkadaşlarımıza portakal ve elma veririz | ⏯ |
我不会忘的 🇨🇳 | 🇹🇷 Unutmayacağım | ⏯ |
我可以借两个碗吗 🇨🇳 | 🇹🇷 İki kase ödünç alabilir miyim | ⏯ |
我给你的就是呀 🇨🇳 | 🇹🇷 Ben de sana bunu veriyorum | ⏯ |
我不会原谅你的 🇨🇳 | 🇹🇷 Seni affetmeyeceğim | ⏯ |
我真的会来看你 🇨🇳 | 🇹🇷 Gerçekten seni görmeye geleceğim | ⏯ |
以后我会教你的 🇨🇳 | 🇹🇷 Sana sonra öğretirim | ⏯ |
我走了我会说 🇨🇳 | 🇹🇷 Gittiğimde söylerim | ⏯ |
我帅我帅,给你给你冰激凌不给就不给 🇨🇳 | 🇹🇷 Yakışıklıyım yakışıklıyım, sana dondurma veriyorum | ⏯ |
如果我不给你看阴道,你还会要我吗 🇨🇳 | 🇹🇷 Vajinayı göstermezsem, beni yine de ister misin | ⏯ |
穆斯林的朋友给你们了吗 🇨🇳 | 🇹🇷 Müslüman arkadaşların seni verdi mi | ⏯ |
上次我给你买的两个 🇨🇳 | 🇹🇷 Geçen sefer sana iki tane almıştım | ⏯ |
如果我有了你的孩子,你会不会让我打掉 🇨🇳 | 🇹🇷 Eğer senin çocuğun bende olsaydı, onu bayıltmama izin verirdin | ⏯ |
我给不了你 🇨🇳 | 🇹🇷 Sana veremem | ⏯ |
好的,我们锁上之后我们会联系他的 🇨🇳 | 🇹🇷 Tamam, kilitlediğimiz zaman onunla irtibata geçeceğiz | ⏯ |
当我们在一起时我再给你看我的身体 🇨🇳 | 🇹🇷 Birlikteyken sana vücudumu göstereceğim | ⏯ |
等我确认下来,我会告诉你们的 🇨🇳 | 🇹🇷 Emin olduğumda söylerim | ⏯ |
一会儿给你尿酸的药物 🇨🇳 | 🇹🇷 Birazdan sana ürik asit ilacı verirsin | ⏯ |
我给你人民币 🇨🇳 | 🇹🇷 Sana RMB vereceğim | ⏯ |