To send 🇬🇧 | 🇹🇷 Göndermek için | ⏯ |
Yield to the side 🇬🇧 | 🇹🇷 Yan verim | ⏯ |
so your mom dont want you marry with him. old people know everything 🇬🇧 | 🇹🇷 Annen onunla evlenmeni istemesin diye. yaşlı insanlar her şeyi biliyorum | ⏯ |
Yield to the side with obstacles 🇬🇧 | 🇹🇷 Engellerle yan teslim | ⏯ |
I learned how to cook a lot of things 🇬🇧 | 🇹🇷 Birçok şeyi pişirmeyi öğrendim | ⏯ |
I will do it again when I come to Turkey 🇬🇧 | 🇹🇷 Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ |
I will do it again when I come to Turkey for all of you 🇬🇧 | 🇹🇷 Hepiniz için Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ |
多少钱打款给我 🇨🇳 | 🇹🇷 Bana ne kadar para ödeyeceksin | ⏯ |
谁给你更多的钱 🇨🇳 | 🇹🇷 Sana kim daha fazla para verdi | ⏯ |
一会儿把钱给你 🇨🇳 | 🇹🇷 Parayı sonra veririm | ⏯ |
如果好看便宜,给我买两条手链,拿过来我给你钱 🇨🇳 | 🇹🇷 Ucuz görünüyorsa, bana iki bilezik al ve getir, ben de sana para vereyim | ⏯ |
你需要钱的话,我网上给你支付 🇨🇳 | 🇹🇷 Paraya ihtiyacın varsa, internetten öderim | ⏯ |
你找别的厂家给你提供吧 🇨🇳 | 🇹🇷 Size sağlamak için başka bir üretici bulabilirsiniz | ⏯ |
明天把剩余的钱给你 🇨🇳 | 🇹🇷 Paranın geri kalanını yarın vereceğim | ⏯ |
我帅我帅,给你给你冰激凌不给就不给 🇨🇳 | 🇹🇷 Yakışıklıyım yakışıklıyım, sana dondurma veriyorum | ⏯ |
我没有跟别人聊天 🇨🇳 | 🇹🇷 Kimseyle konuşmadım | ⏯ |
你跟我说你要跟别的女人谈,我为什么要打电话给你 🇨🇳 | 🇹🇷 Başka bir kadınla konuştuğunu söylemiştin, neden seni arayayım ki | ⏯ |
我给不了你 🇨🇳 | 🇹🇷 Sana veremem | ⏯ |
别太担心 🇨🇳 | 🇹🇷 Çok fazla endişelenme | ⏯ |
你要学会辨别,辨别好与坏 🇨🇳 | 🇹🇷 İyi yle kötüyü ayırt etmeyi öğrenmelisin | ⏯ |
存钱 🇨🇳 | 🇹🇷 Tasarrufu | ⏯ |
我为什么要跟别人说话 🇨🇳 | 🇹🇷 Neden biriyle konuşmak isteyeyim ki | ⏯ |
我给你人民币 🇨🇳 | 🇹🇷 Sana RMB vereceğim | ⏯ |
有什么区别 🇨🇳 | 🇹🇷 Ne fark eder ki | ⏯ |
钱包都在我的店里 🇨🇳 | 🇹🇷 Cüzdan dükkanımda | ⏯ |
多少钱 🇨🇳 | 🇹🇷 bu ne kadar | ⏯ |
自己的工厂,价钱给你便宜,最便宜的 🇨🇳 | 🇹🇷 Kendi fabrika, fiyat ucuz, en ucuz verir | ⏯ |