English to Chinese
可能他有很多为难吧,我就不想强求他了 🇨🇳 | 🇹🇷 Belki bir sürü sorunu vardır, onu zorlamak istemiyorum | ⏯ |
他说不能再夹坏钻杆了 🇨🇳 | 🇹🇷 Artık matkap borusunu kesemeyeceğini söyledi | ⏯ |
他来过你的房间,可能你不认识他 🇨🇳 | 🇹🇷 Odana gitti, belki onu tanımıyorsun | ⏯ |
压迫 🇨🇳 | 🇹🇷 Baskı | ⏯ |
这个价格我与他说了,他说没有钱赚 🇨🇳 | 🇹🇷 onunla konuştuğum bu fiyat o kazanmak için para yok dedi | ⏯ |
他这个能用几年 🇨🇳 | 🇹🇷 Bunu kaç yıl kullanabilir | ⏯ |
让他忌口,还有不让他多喝水 🇨🇳 | 🇹🇷 Ağzından kaçsın ve daha fazla su içmesine izin verme | ⏯ |
他也 🇨🇳 | 🇹🇷 O da | ⏯ |
你不要跟他来往 🇨🇳 | 🇹🇷 Onunla takılmak istemezsin | ⏯ |
他太累了 别叫醒他 🇨🇳 | 🇹🇷 Çok yorgun | ⏯ |
- 不想爱、也不想被爱 🇨🇳 | 🇹🇷 - Sevmek istemiyorum, sevilmek istemiyorum | ⏯ |
她是他的哎呀,不对 🇨🇳 | 🇹🇷 O onun oh, hayır | ⏯ |
但是他不管理业务 🇨🇳 | 🇹🇷 Ama işi o yönetmiyor | ⏯ |
他们的效果并不好 🇨🇳 | 🇹🇷 İyi çalışmıyorlardı | ⏯ |
你找他,他只会莫名其妙,不知道你要干嘛 🇨🇳 | 🇹🇷 Onu arıyorsun, sadece açıklanamaz olacak, ne yaptığını bilmiyor musun | ⏯ |
能吃西餐吗?但是他不是那个就不是那个什么了 🇨🇳 | 🇹🇷 Batı yemeği yiyebilir miyim? Ama o öyle değil, öyle değil | ⏯ |
他的孙子 🇨🇳 | 🇹🇷 Torunu | ⏯ |
跟他一样 🇨🇳 | 🇹🇷 Tıpkı onun gibi | ⏯ |
他告诉我什么可以做什么不可以做什么东西能吃什么不能吃 🇨🇳 | 🇹🇷 Bana ne yapabileceğini, ne yapabileceğini, ne yiyip yemeyeceğini anlattı | ⏯ |
他今天会等你过去找他哦 🇨🇳 | 🇹🇷 Bugün gelip onu bulmanı bekliyor olacak | ⏯ |