Chinese to English

How to say 我想我会很满意的,如果这样的话 in English?

I think Ill be satisfied, if so

More translations for 我想我会很满意的,如果这样的话

如果有机会的话  🇨🇳🇹🇷  Eğer şansın varsa
如果想去大酒店的话费用会很高  🇨🇳🇹🇷  Büyük otele gitmek istersen pahalıya patlar
如果跟他结婚的话,会的  🇨🇳🇹🇷  Onunla evlenirsen, evet
我也希望是这样,但是如果他结婚的话会祝福他的吧  🇨🇳🇹🇷  Umarım öyledir, ama evlenirse, onu kutsa
如果我  🇨🇳🇹🇷  Eğer i
这样的话,耳朵就不会冻了  🇨🇳🇹🇷  Böylece kulakların donmayacak
我也想拥有这样的爱情  🇨🇳🇹🇷  Ben de böyle bir sevgi istiyorum
如果我有了你的孩子,你会不会让我打掉  🇨🇳🇹🇷  Eğer senin çocuğun bende olsaydı, onu bayıltmama izin verirdin
如果晚上想的太多,会导致失眠  🇨🇳🇹🇷  Geceleri çok fazla düşünürsen, uykusuzluğa yol açabilir
我真的很想跟你解释,可你说的话让我很伤心  🇨🇳🇹🇷  Sana gerçekten açıklamak istiyorum ama söylediklerin beni üzüyor
我的意思是如果跟你做爱意外怀孕怎么办  🇨🇳🇹🇷  Ya sana hamile kalırsam
如果我想出去逛商场呢  🇨🇳🇹🇷  Ya dışarı çıkıp alışverişe gitmek istersem
那个治疗的话会有痛感,如果你不怕痛的话,可以试试  🇨🇳🇹🇷  Bu tedavi ağrı olacak, eğer ağrı korkmuyorsanız, deneyebilirsiniz
如果想说什么,就在这个软件发给我  🇨🇳🇹🇷  Eğer bir şey söylemek istiyorsanız, bu yazılım bana gönderin
如果我想去这个地方,除了打车还有别的方法吗  🇨🇳🇹🇷  Eğer buraya gitmek istersem, taksiden başka yolu var mı
如果你想说什么  🇨🇳🇹🇷  Bir şey söylemek istersen
我们画的是不是这样  🇨🇳🇹🇷  Çizdiğimiz bu mu
亲爱的,如果我怀孕了怎么办  🇨🇳🇹🇷  Tatlım, ya hamileysem
如果到了我的时间需要调整  🇨🇳🇹🇷  Eğer zamanım gelirse, ayarlanması gerekiyor
如果我也给你72000  🇨🇳🇹🇷  Sana da 72.000 verirsem

More translations for I think Ill be satisfied, if so

You shouldnt be  🇬🇧🇹🇷  Olmamalısın
I will do it again when I come to Turkey  🇬🇧🇹🇷  Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım
如果我  🇨🇳🇹🇷  Eğer i
so your mom dont want you marry with him. old people know everything  🇬🇧🇹🇷  Annen onunla evlenmeni istemesin diye. yaşlı insanlar her şeyi biliyorum
I forget most of them  🇬🇧🇹🇷  Çoğunu unutuyorum
take care yourself. health very important. if your health have problem. you can not do anything  🇬🇧🇹🇷  Kendine dikkat et. sağlık çok önemlidir. eğer sağlık sorunu varsa. Hiçbir şey yapamazsın
I will do it again when I come to Turkey for all of you  🇬🇧🇹🇷  Hepiniz için Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım
I learned how to cook a lot of things  🇬🇧🇹🇷  Birçok şeyi pişirmeyi öğrendim