| I will do it again when I come to Turkey 🇬🇧 | 🇹🇷 Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ |
| I learned how to cook a lot of things 🇬🇧 | 🇹🇷 Birçok şeyi pişirmeyi öğrendim | ⏯ |
| I will do it again when I come to Turkey for all of you 🇬🇧 | 🇹🇷 Hepiniz için Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ |
| To send 🇬🇧 | 🇹🇷 Göndermek için | ⏯ |
| Yield to the side 🇬🇧 | 🇹🇷 Yan verim | ⏯ |
| 如果我 🇨🇳 | 🇹🇷 Eğer i | ⏯ |
| so your mom dont want you marry with him. old people know everything 🇬🇧 | 🇹🇷 Annen onunla evlenmeni istemesin diye. yaşlı insanlar her şeyi biliyorum | ⏯ |
| I forget most of them 🇬🇧 | 🇹🇷 Çoğunu unutuyorum | ⏯ |
| Yield to the side with obstacles 🇬🇧 | 🇹🇷 Engellerle yan teslim | ⏯ |
| 你想要离开我吗 🇨🇳 | 🇹🇷 Beni terk etmek ister misin | ⏯ |
| 好的,我要离开 🇨🇳 | 🇹🇷 Tamam, gidiyorum | ⏯ |
| 我觉得我还是离开你 🇨🇳 | 🇹🇷 Sanırım seni bıraksam iyi olacak | ⏯ |
| 等蛋白转阴 🇨🇳 | 🇹🇷 Ve böylece protein | ⏯ |
| 我到楼下等你们吧! 🇨🇳 | 🇹🇷 Aşağıda seni bekleyeceğim | ⏯ |
| 等我们朋友过来付钱 🇨🇳 | 🇹🇷 Arkadaşlarımızın gelip ödemesini bekleyin | ⏯ |
| 等会去逛商场 🇨🇳 | 🇹🇷 Alışverişe gitmeni bekle | ⏯ |
| 在哪里等候车 🇨🇳 | 🇹🇷 Arabamı nerede bekleyebilirim | ⏯ |
| 等我们在一起时,我再决定 🇨🇳 | 🇹🇷 Birlikte yken, ben karar veririm | ⏯ |
| 这么不信任我麻烦你请离开 🇨🇳 | 🇹🇷 Bu yüzden lütfen gitmezahmetinde bana güvenme | ⏯ |
| 我们正在准备离开,不要担心 🇨🇳 | 🇹🇷 Gitmeye hazırlanıyoruz, merak etme | ⏯ |
| 等我确认下来,我会告诉你们的 🇨🇳 | 🇹🇷 Emin olduğumda söylerim | ⏯ |
| 他今天会等你去哦 🇨🇳 | 🇹🇷 Bugün seni bekliyor olacak | ⏯ |
| 等一下,我还还要点一点吃的 🇨🇳 | 🇹🇷 Bir dakika, bir şeyler sipariş edeceğim | ⏯ |
| 那你就在这里等一下 🇨🇳 | 🇹🇷 O zaman burada bekle | ⏯ |
| 等结果出来了,我们先看结果吧 🇨🇳 | 🇹🇷 Sonuçlar çıktığında, önce sonuçları görelim | ⏯ |
| 等血药浓度的结果出来 🇨🇳 | 🇹🇷 Kan ilacı konsantrasyonunun sonuçlarının çıkmasını bekleyin | ⏯ |
| 他今天会等你过去找他哦 🇨🇳 | 🇹🇷 Bugün gelip onu bulmanı bekliyor olacak | ⏯ |
| 你可以在这里等你的朋友 🇨🇳 | 🇹🇷 Arkadaşlarını burada bekleyebilirsin | ⏯ |
| 我没开灯 🇨🇳 | 🇹🇷 Işıkları açmadım | ⏯ |