English to Chinese
我要走了 🇨🇳 | 🇹🇷 Gitmeliyim | ⏯ |
好吧,我要走了 🇨🇳 | 🇹🇷 Tamam, gidiyorum | ⏯ |
我走了我会说 🇨🇳 | 🇹🇷 Gittiğimde söylerim | ⏯ |
有人在不在 🇨🇳 | 🇹🇷 Burada biri yok mu | ⏯ |
加拿大 🇨🇳 | 🇹🇷 Kanada | ⏯ |
现在所有人都没有现金 🇨🇳 | 🇹🇷 Artık kimsenin parası yok | ⏯ |
有漂亮的女人嘛 🇨🇳 | 🇹🇷 Çok güzel bir kadın var | ⏯ |
这个卖完了,没有货了 🇨🇳 | 🇹🇷 Bu satıldı ve hiçbir hisse senedi yoktur | ⏯ |
我没有跟别人聊天 🇨🇳 | 🇹🇷 Kimseyle konuşmadım | ⏯ |
那我走吧 🇨🇳 | 🇹🇷 O zaman ben giderim | ⏯ |
你放假了没有 🇨🇳 | 🇹🇷 Tatile çıktın mı | ⏯ |
晚上有漂亮的女人嘛 🇨🇳 | 🇹🇷 Geceleri çok güzel bir kadın var | ⏯ |
大部分人都没有信仰 🇨🇳 | 🇹🇷 Çoğu insan inanmaz | ⏯ |
خەلق ug | 🇹🇷 人民 | ⏯ |
是不是土耳其人比格鲁吉亚人有钱 🇨🇳 | 🇹🇷 Türkler Gürcülerden daha mı zengin | ⏯ |
你去给我拿样品 🇨🇳 | 🇹🇷 Gidip bana bir örnek getir | ⏯ |
来一杯香草拿铁 🇨🇳 | 🇹🇷 Bir bardak vanilyalı latte al | ⏯ |
这种骗人的广告太多了 🇨🇳 | 🇹🇷 Çok fazla aldatıcı reklam var | ⏯ |
不知道,没有问他们,但是有很多外国人 🇨🇳 | 🇹🇷 Bilmiyorum, onlara sormadım ama bir sürü yabancı vardı | ⏯ |
那里边也可能有土耳其人 🇨🇳 | 🇹🇷 Orada Türkler de olabilir | ⏯ |