Chinese to English
你购买必须通过我 🇨🇳 | 🇹🇷 Benden alıyorsun | ⏯ |
必须是穆斯林餐厅是吗 🇨🇳 | 🇹🇷 Müslüman restoranı olmalı, değil mi | ⏯ |
我要走了 🇨🇳 | 🇹🇷 Gitmeliyim | ⏯ |
那我走吧 🇨🇳 | 🇹🇷 O zaman ben giderim | ⏯ |
我走了我会说 🇨🇳 | 🇹🇷 Gittiğimde söylerim | ⏯ |
好吧,我要走了 🇨🇳 | 🇹🇷 Tamam, gidiyorum | ⏯ |
我们可以用自己的地图么,你跟着我们的地图走 🇨🇳 | 🇹🇷 Kendi haritamızı kullanabilir miyiz, haritamızı takip et | ⏯ |
你一起把三个月的药带走 🇨🇳 | 🇹🇷 Birlikte üç aylık ilaç aldınız | ⏯ |
第二个月和第三个月的用药我建议你一起带走 🇨🇳 | 🇹🇷 İkinci ve üçüncü ayda yanında götürmeni öneririm | ⏯ |
请问棉花堡的迷你巴士站怎么走 🇨🇳 | 🇹🇷 Fort Cottondaki minibüs durağına nasıl ulaşabileceğimi söyler misiniz | ⏯ |
مەن ئەتە ئىشلەيمەن ug | 🇹🇷 我明天上班 | ⏯ |
我没事,我很好 🇨🇳 | 🇹🇷 İyiyim, iyiyim | ⏯ |
我他与我沟通 🇨🇳 | 🇹🇷 Benimle iletişim kuruyorum | ⏯ |
我剪 🇨🇳 | 🇹🇷 Kestim | ⏯ |
我也 🇨🇳 | 🇹🇷 Ben de | ⏯ |
我在 🇨🇳 | 🇹🇷 Buradayım | ⏯ |
我和我妈妈在一起 🇨🇳 | 🇹🇷 Annemle birlikteyim | ⏯ |
我在哭 🇨🇳 | 🇹🇷 Ağlıyorum | ⏯ |
我爱你 🇨🇳 | 🇹🇷 Seni seviyorum | ⏯ |
我也想 🇨🇳 | 🇹🇷 Ben de istiyorum | ⏯ |
I will do it again when I come to Turkey 🇬🇧 | 🇹🇷 Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ |
I learned how to cook a lot of things 🇬🇧 | 🇹🇷 Birçok şeyi pişirmeyi öğrendim | ⏯ |
I will do it again when I come to Turkey for all of you 🇬🇧 | 🇹🇷 Hepiniz için Türkiyeye geldiğimde tekrar yapacağım | ⏯ |
To send 🇬🇧 | 🇹🇷 Göndermek için | ⏯ |
hope you Have wonderful business this week 🇬🇧 | 🇹🇷 bu hafta harika bir iş var umut | ⏯ |
Yield to the side 🇬🇧 | 🇹🇷 Yan verim | ⏯ |
如果我 🇨🇳 | 🇹🇷 Eğer i | ⏯ |
I forget most of them 🇬🇧 | 🇹🇷 Çoğunu unutuyorum | ⏯ |
Yield to the side with obstacles 🇬🇧 | 🇹🇷 Engellerle yan teslim | ⏯ |
take care yourself. health very important. if your health have problem. you can not do anything 🇬🇧 | 🇹🇷 Kendine dikkat et. sağlık çok önemlidir. eğer sağlık sorunu varsa. Hiçbir şey yapamazsın | ⏯ |