价格太低了 🇨🇳 | 🇹🇷 Fiyatı çok düşük | ⏯ |
你给我一个价格 🇨🇳 | 🇹🇷 Bana bir fiyat ver | ⏯ |
因为价格太低,公司没有钱赚,老板就不愿意给我们卖 🇨🇳 | 🇹🇷 Fiyat çok düşük olduğu için, şirketin kazanacak parası yok, patron bize satmak istemiyor | ⏯ |
我没有把价格提高 🇨🇳 | 🇹🇷 Fiyatı ben yükseltmedim | ⏯ |
自己的工厂,价钱给你便宜,最便宜的 🇨🇳 | 🇹🇷 Kendi fabrika, fiyat ucuz, en ucuz verir | ⏯ |
你给我一个合理的价格,这个根本就不合理 🇨🇳 | 🇹🇷 Bana makul bir fiyat verirsen, bu hiç de mantıklı değil | ⏯ |
我们老板说,你的价格非常便宜 🇨🇳 | 🇹🇷 Patronumuz fiyatının çok ucuz olduğunu söylüyor | ⏯ |
这个价格我与他说了,他说没有钱赚 🇨🇳 | 🇹🇷 onunla konuştuğum bu fiyat o kazanmak için para yok dedi | ⏯ |
我给不了你 🇨🇳 | 🇹🇷 Sana veremem | ⏯ |
我不会再给你看我的身体了 🇨🇳 | 🇹🇷 Artık sana vücudumu göstermeyeceğim | ⏯ |
规格 🇨🇳 | 🇹🇷 Özellikler | ⏯ |
我给你的就是呀 🇨🇳 | 🇹🇷 Ben de sana bunu veriyorum | ⏯ |
我合同都给你做好了 🇨🇳 | 🇹🇷 Senin için bütün kontratlar bende | ⏯ |
我老板把生意交给了我做 🇨🇳 | 🇹🇷 Patronum bana işi verdi | ⏯ |
我们不可能在北京,因为北京的房价太高了 🇨🇳 | 🇹🇷 Pekinde olamayız çünkü Pekindeki ev fiyatı çok yüksek | ⏯ |
我帅我帅,给你给你冰激凌不给就不给 🇨🇳 | 🇹🇷 Yakışıklıyım yakışıklıyım, sana dondurma veriyorum | ⏯ |
穆斯林的朋友给你们了吗 🇨🇳 | 🇹🇷 Müslüman arkadaşların seni verdi mi | ⏯ |
上次我给你买的两个 🇨🇳 | 🇹🇷 Geçen sefer sana iki tane almıştım | ⏯ |
规格型号 🇨🇳 | 🇹🇷 Boyut modeli | ⏯ |
他回到了他的家乡,我回到了我的家乡,所以我们分开了 🇨🇳 | 🇹🇷 O memleketine döndü, ben de memleketime geri döndüm, biz de ayrıldık | ⏯ |