唯一 🇨🇳 | 🇹🇷 Sadece | ⏯ |
就一个人吃饭,就一份 🇨🇳 | 🇹🇷 Sadece tek başına ye, sadece bir tane | ⏯ |
就两件 🇨🇳 | 🇹🇷 Sadece iki tane | ⏯ |
我就是想听听你的声音 🇨🇳 | 🇹🇷 Sadece sesini duymak istiyorum | ⏯ |
很抱歉,我刚刚没拿手机 🇨🇳 | 🇹🇷 Üzgünüm, sadece cep telefonumu alamadım | ⏯ |
热饮只有那些奶茶热 🇨🇳 | 🇹🇷 Sıcak içecekler sadece sıcak sütlü çaydır | ⏯ |
在中国地区下载不到,只能去相应国家才能下载的 🇨🇳 | 🇹🇷 Çinde indirilenemez, sadece uygun ülkeye gitmek için | ⏯ |
唉,我们这儿中国地区下载不到,只能去土耳其 🇨🇳 | 🇹🇷 Ne yazık ki, çinde indiremeyiz, sadece Türkiyeye gidebiliriz | ⏯ |
你找他,他只会莫名其妙,不知道你要干嘛 🇨🇳 | 🇹🇷 Onu arıyorsun, sadece açıklanamaz olacak, ne yaptığını bilmiyor musun | ⏯ |
你以后从中国再采购配件,运输费用高于采购成本 🇨🇳 | 🇹🇷 Daha sonra Çinden aksesuar satın, ulaşım maliyeti satın alma maliyeti daha yüksektir | ⏯ |
Bu orijinal Timberland marka ayakkabı sadece bir kez giyildi. Yanlış numara almışız 🇬🇧 | 🇹🇷 Bu orijinal Timberland marka ayakkabı bir kez giyildi. Yanlış numaramız | ⏯ |
我才来日本第二天我只呆半个月就回中国 🇨🇳 | 🇹🇷 Ertesi gün Japonyaya geldim ve Çine dönmeden önce sadece yarım ay kaldım | ⏯ |
我他妈这个翻译出来明明说了的话,结果他们翻译出来就只剩几个的,太赞了 🇨🇳 | 🇹🇷 Annem bu çeviri açıkça kelimeleri söyledi, sonuç onlar sadece birkaç, çok övgü tercüme | ⏯ |